9 Aralık 2015 Çarşamba

Yaşadığım Evler



1.  Ordu/ Mesudiye/Çavdar köyü/Örteren Mahallesi
    
Doğduğum Ev 63 yıl sonraki hali

Köyümüzde son ziyaretimizde bir sohbet anı



Doğduğum ev
4 Şubat 1950 tarihinde bu evde doğmuşum.İki yaşında iken köyden İstanbul'a göç etmişiz.
Bu evde gurbetteki babam ve amcam hariç babaannemle birlikte üç aile birlikte yaşamışız. Ben beş altı yaşlarında iken bir yaz köye döndüğümüzü ve o yazın kağnılarla yaylaya gidişimizi hayal meyal hatırlıyorum. O dönemden  kırk yıl sonra  Arda ile doğduğum bu köye tekrar gittiğimizde doğduğum bu evi aynen hatırladığım gibi bulmuştum.

Abimle Mesudiye'ye tepeden bakış..



2.Fatih/Karagümrük

1952 yılında İstanbul'a göç etmişiz.İstanbul da ilk olarak bu evde kalmışız. Ben kısa bir süre oturduğumuz  bu evle ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum. Ancak birkaç ay önce  Abimle birlikte bu evi aradık,  bulduk.   Abimin hatırladığına göre sokak aynı sokak ama o zamanlar burada bir gecekondu varmış.


İstanbul'daki ilk evimiz.O zamanlar burada tek katlı bir gecekondu var.

3.Eyüp/Silahtarağa

1953-1981 yılları arasında evlenene kadar tam 31 yıl yaşadığım çocukluğum ve gençliğimin geçtiği bu ev aynı zamanda İstanbul'da sahip olduğumuz ilk evimiz oldu. Hazine arazisi üzerine iki oda olarak inşa ettiğimiz bu gecekondunun arsası için bu işin aracılarına arsa bedeli dahi ödenmişti. Bu evimiz aynı zamanda köyden gelen hemen hemen tüm akrabalarımızın da sığınacakları ilk duraklarıydı.

O zamanlar meyve ağaçları ile dolu bu bahçe bana kocaman görünürdü.Ayrıca bu bahçede yetiştirilen salata,soğan ve maydanoz gibi ürünleri  Annemle  Abim yakınımızda kurulan  pazara satmaya götürürlerdi. Daha sonraki yıllarda bu gecekondumuza iki kat daha ilave etmiştik.
Bu yenilenmiş hali.. Yokuş olduğundan bu görünen katın altında iki kat daha var.. Bahçe aşağıda..



Eyüp/Silahtarağa/Taşocağı mahallesi 


4.Yeniköy    

1981 yılında  hayatımda yeni bir dönem başlıyor, evleniyorum. Artık yıllardır yaşadığım ana ocağından ve çok uzun süredir yaşadığım bu evden evlilik nedeni ile ayrılacağım. Yeni bir evde
Arda ile birlikte yeni bir hayata başlayacağız.

Ev aramaya başladık. O tarihlerde Arda Leventte Squibb ilaç firmasında, ben de Şişli'de Banat Fırça'da çalışıyorum. Bu yüzden daha çok iş yerlerimize yakın olan özellikle Mecidiyeköy civarında ev arıyoruz.  Emlakçılara o dönemlerde ev görmek için para ödemek gerekiyordu. Bu yüzden bize sunulan her eve de bakamıyorduk. Zaten bazı Emlakçılar da halimize bakıp bu ev pahalı siz bu evi tutamazsınız diye de her evi bize göstermiyorlardı.

Bir keresinde Beşiktaş'ta bir tanıdığın vasıtası ile bir eve bakmaya gittik. Giderken de bu sefer şansımız açılsın ve iyi bir ev bulalım umudu ile Tuzcu Baba' ya bırakmak üzere bir paket tuz aldık. Ancak büyük hayallerle gittiğimiz bu yere ev dememiz mümkün değildi. Eski ve  harap olan bu yapı küçücük, adeta yangından çıkmış gibi her taraf simsiyahtı. Bu evi hangi yüzle kiraya verebiliyorlardı?

Hem de bir tanıdık vasıtası ile kiralamak için gittiğimiz bu ev konusunda Arda ile  nasıl bir hayal kırıklığına uğradığımızı bugün bile acı ile hatırlıyoruz. Hatta o kızgınlık ve hayal kırıklığından sonra hızla bu evden çıkıp Tuzcu Babaya bıraktığımız tuzu da geri alarak bakkala iade etmiştik. :)

Bu yüzden ev bulma konusunda moralimiz bir hayli bozuktu. Her yerde ev aramaya başladıktan bir süre sonra Yeniköy'ün üst mahallelerinde tesadüfen bulduğumuz ev  küçük ve kullanışsız da olsa bizim için iyi bir seçenek oldu. Evlenip yeni bir hayata başladığımız bu ev yaklaşık 1+1 ve yaklaşık 45 m2 civarındaydı. 

Evin konumu iyi olmakla beraber çok plansızdı.Sadece salon aydınlıktı. Mutfak ve banyo ışıksız ve çok ilkeldi. Yatak odası ise devamlı karanlıktı. Isınmak için gaz sobamız vardı.
Çok sık sular kesilirdi. Bir sabah kalktığımızda evin her tarafının sular içinde kaldığını gördük. Suların kesik olduğu o akşam musluklar açık kalmış ve gece gelen su evin her tarafını kaplamıştı. Büyük bir telaşla halıları kaldırıp suları  boşaltmaya çalıştık.  Ancak salon parke olduğu için ertesi günlerde parkeler şişmiş ve salonda parkeden tepeler oluşmuştu. Gelen parkeci de çok para isteyince "abi bekleyin bir kaç ayda iner"  dedi.. 

Bu şişkin haliyle parkeleri bırakıp tatile çıktık. Döndüğümüzde çat kapı ev sahibimiz geldi. Hemen parkelerin hesabını sordu. Biz tatile çıkınca çerçeveleri boyatmak için kapımızı açıp içeri girmiş  ve parkelerin o halini görmüştü. 

Yeniköy Kiralık evimiz Açık balkonlu olan
Yani biz bu evin  kiracısı olsak da  ev sahibimiz açısından konut dokunulmazlığımız yoktu.
Her şeye rağmen yaşamaya çalıştığımız bu evimizden bizi en çok soğutan cahil bir kadın olan ev sahibimizin davranışları oldu.

5.Sahrayı Cedit/Erenköy/Kadıköy

1988-1995 yılları arasında yaşadığımız ev;   Gürsoylu Sokak Huzur Apartmanı

Evlenmeden önce çalıştığım Soytur'da  Bodrum'daki devremülklerini satarken,  yine aynı şirketin   Erenköy 'de   gerçekleştireceği konutlar için kurduğu konut yapı kooperatifi'ne üye olmuştum. Ama yıllar geçiyor inşaat bir türlü başlamıyordu. O yıllarda da kooperatif inşaatları çok uzun sürelere yayılıyor, hatta bir çok kooperatif  yolsuzluk ve usulsüzlük nedeni ile  inşaatlarını tamamlayamıyordu..

Bunun üzerine Kooperatif yönetimi olarak uzun uğraşlardan sonra müteahhit firmamız olan Soytaş ile ilişkimizi hukuki yollardan çözüp  kendi inşaatımızı kendimiz yapma yolunda karar aldık. Bir müteahhit bularak inşaatımızı bitirdik. Böylece ilk defa Arda ile kendi evimize sahip olduk.
Ancak yaşam ve çalışma alanımız Avrupa yakasında olduğu için köprü geçmek  zaman ve maliyet kaybına neden olacağı için Kadıköy de yaşamak bize uygun görünmüyordu. Ayrıca Yeniköy'e de kendimize güzel bir düzen kurmuştuk. Ev sahibimiz hariç burada yaşamaya da çok alışmıştık.
Bu nedenle evi satmayı ve Avrupa yakasında bir ev sahibi olmayı planlıyorduk.
Ancak Yeniköyde ki ev sahibimizin cahilliği ve davranışları ile tekrar kiracı olmayı da göze alamadığımızdan,  çalışma hayatımız için Kadıköy şartları olumsuz görünse de artık kapımızın bir ev sahibi tarafından ansızın çalınmayacağı kendi evimize geçmeye karar verdik.

Bu evimiz de çok küçüktü ama daha planlı idi.  2+1  yaklaşık 60 m2 ,  artık kendimizin olan bir evimiz vardı.  O günkü koşullara göre kendi zevkimize göre döşediğimiz evimize yerleştik. Abime çok yakındık. Apartman da da güzel komşuluk ilişkilerimiz oldu.


6.  Mimaroba/Büyükçekmece

1994-2004  Mimaroba 1.Kısım M-121 Blok

Evliliğimizin üzerinden yaklaşık on iki yıl geçmişti. İkimizde çalışıyorduk. Çok yüksek enflasyon vardı. Ve bu ortamda en karlı yatırım  borçlanarak ev sahibi olmaktı.  Biz de öyle yaptık.   Arda şirketlerine iş yapan bir firmanın Kağıthanede yapacağı kooperatife gireceği sırada bir makbuz yüzünden parayı teslim etmemiş ve peşinatı geri getirmişti.

Ben de tam o gün  çek tahsilatı için girdiğim Taksim Emlakbank şubesinde Emlakbank'ın Mimaroba'da yapacağı konutlarla ilgili İnşaatların katologlarını gördüm.  Eve geldikten sonra Arda ile bu Katologları inceledik. Ödeme koşulları bütçemize çok uygundu, hemen teslim ediliyordu. Ayrıca çevre düzenlemesi de yapılmıştı. Mimarobaya gittik, projeyi ve satın alacağımız evi yerinde gördük. Çok beğendik. Tam tatile çıkmak üzereydik tatilimizi bir gün erteleyip bankaya peşinatı yatırıp öyle tatile çıktık.

Emlak Bank'ın Mimaroba ve Sinanoba projesi 5 etaptan oluşuyordu.İnşaatı tamamlanan 1.Kısım satılmış ve evler teslim edilmişti.  Mimaroba 1.Kısımdaki bu evimiz  2+1 yaklaşık net  90m2 idi. O zaman kadar  oturduğumuz evler içerisinde en büyüğü ve en kullanışlısıydı.
.
Bu evimizi ve önceki evlerimizde görmediğimiz alt yapı ve çevre düzenlemesini çok sevdik. Hafta sonları yazlığa gider gibi bu eve gelip balkonda oturuyor,  Arda'nın muhteşem böreğini çay eşliğinde bize göre çok güzel peyzajı olan bahçemize bakarak yiyorduk.

Buraya taşınmalıydık, ama nasıl olacaktı?  Bunun için yine radikal bir karar almamız gerekecekti.
Benim iş yerim Tünelde, Arda'nın iş yeri Ayazağa'daydı, Gürcan ise Erenköy'de bir okula gidiyordu.
Ben iş yerimi Mimaroba'ya taşıyabilirdim. Bu arada Arda şirket gurubu içerisinde  başka bir şirkete geçtiği için  tazminatını almıştı.  Genel Müdürü de değiştiği için şirketten ayrılabilirdi. Gürcan ise ortaokulu bitirmişti ve liseye Mimaroba'da başlayabilirdi.. Ve biz de öyle yaptık.

Ben iş yerimi taşımak için mekan düşünürken, Emlakbank Mimaroba 2. Kısımdaki iş yerlerini satmak için gazete ilanıyla açık artırma açmıştı.  Dükkanların ihaleye girmek için ödenecek muhammen bedelleri bize uygundu. Yalnız dükkanlar peşin  satılıyordu.

O sırada henüz tam olarak bitmemiş dükkanları inceledik. Bize uygun olan 2 tane küçük dükkan için teklif vermeye karar verdik. İki ihaleye girmemizin nedeni ise en az iki dükkandan birisini kazanmaktı. İhale başladı.Tekliflerin muhammen bedelin biraz üstünde olması gerekiyordu. İlk teklifimiz için ihalenin gerçekleştiği odaya alındık. Dükkan küçük olduğu için başka teklif veren olmadı ve ihale bizde kaldı. Sevinmiştik.  Artık ikincisine girmemize gerek kalmamıştı. Ancak ikinci dükkan için de  kimse ihaleye girmedi ve başka teklif de verilmediği için bu ihale de yine bizim üzerimizde kaldı.

İhale heyetine biz bir dükkan satın aldık ikincisine ihtiyacımız yok deyince ;  İhale heyeti  "olabilir ancak almazsanız teminatınız yanar"  dedi. Biz de yatırdığımız bu teminatı yakmamak için üzerimizde kalan bu dükkanı eşimize dostumuza yatırım amaçlı teklif etmeye karar verdik.
Ama bu dükkanı o zamanlar yeni kurulan bu bölgede alacak birini bulamadık.  Böylece iki dükkanı da yok şartlarımızla almaya karar verdik.




Dükkanlar peşin paraydı.  Biz satın alacağımız bu dükkanın bedelini Yeniköy' deki  satacağımız ev ile karşılamayı düşünüyorduk. Bu yüzden Erenköy'deki evimizi en kısa sürede satmamız lazımdı. Ancak şimdi hesapta olmayan ikinci dükkan içinde acele para bulmamız gerekiyordu.

Dükkan İhalelerinin  sonucu bize mektupla bildirilecekti.Mektup geldikten sonra parayı yatırmamız için en çok bir aylık süremiz vardı. Şimdi zamanla yarışıyorduk.Öncelikle hemen evi satışa çıkardık. Ben bir yandan piyasadan olan alacaklarımı toplamaya çalışıp diğer yandan eşten dosttan borç para aramaya başladım. Satacağımız Erenköy'deki evimiz için gelen giden olmuyordu.. Arda ile her akşam yürüyüşe çıkıyor hesap kitap yapıyor bu telaşımızı paylaşıyorduk.  Emlakbank'tan gelecek sarı zarfın daha geç gelmesi için de dua ediyorduk..

Bu arada ev için ciddi bir alıcı çıkmıştı ama onlar da bu kararı vermeden önce Mimaroba'daki Emlakbank projelerini görmek istiyoruz dediler.Alıcıların O projeleri gördükten sonra bizim bu şartlarda evi satmamız zor görünüyordu. Ancak Mimaroba  çalıştıkları iş yerlerine uzaktı. Bu yüzden evi satmamız için hala şansımız vardı.  Emlakbank'tan dükkanlarla ilgili beklediğimiz sarı ihale zarfı geldiği gün evimizin müşterisi de evimizi satın alma kararını vermişti.

Evin satışı ve yakın dostlarımdan aldığım borçlarla iki dükkanın da sahibi olduk. Çok zorlandığımız bu borç ödemeleri kısa sürede bizim için gerçekten karlı bir yatırıma dönüşmüştü.

Gemileri yaktık ve Mimaroba'da yaşamak için kollarımızı sıvadık.

Emlakbank'ın Mimaroba ve Sinanoba'da yaptığı konut projeleri beş aşamalıydı.. Biz ilk olarak birinci kısımda son kalan evlerden ev alıp Mimarobaya yerleşmiştik. Mimaroba da  oturmaya başladığımızda ikinci ve üçüncü kısımlar daha yeni yapılıyordu ve yapıldıkça satışa sunuluyordu.  Ödemeler  uzun vadelere yayıldığı için de cazipti.

Üçüncü kısımdaki evimizi de yine proje üzerinden yerini ve konumunu uzaktan görerek satın almaya karar verdik. Yeni evimizin projesi artık çok daha güzeldi. artık 3+1 ve net 135m2 lik bir evimiz vardı.

Üçüncü kısımdaki bu evimizin iç tasarımını  zeminler, mutfak, banyo, duvarların hepsini  kendi zevkimize  göre tasarladık ve döşedik.

Mimaroba 313 A blok

7.  Sunfolver/Silivri

2004-2016

Apartman hayatından, problemlerinden  kurtulmak ve müstakil bir evde oturmak hayalimizdi..
Silivri projemiz böyle başladı.


Sunflover Evleri


Biz Arda ile konut projelerini incelemeyi gezintilerimizin bir parçası haline getirmiştik.

Sanırım 2003 yılında bir Çorlu dönüşünde Silivri'ye gelmeden yolun sağında henüz bir kaç tane yapılmış olan Sunflover evlerini görmüş, dolaşmış ve çok beğenmiştik.

Ancak bize göre hem çok pahalı hem de şehre uzak olması nedeni ile bu proje öyle kalmıştı.





Birkaç yıl sonra yine bir Tekirdağ dönüşünde bu evlere bir daha bakalım dedik. Bu sefer İkinci el olarak bize gösterilen ama önceki sahibi henüz evden çıkmadığı için gezemediğimiz bu ev üzerinde satın almak üzere bir anlaşmaya vardık.


Sunflover'daki  Evimiz
Artık 725 m2 bir arsa içinde bahçeli ve havuzlu müstakil dubleks 3+1 275 m2 bir evimiz vardı.
10 yıl içinde yaz-kış oturup işimize buradan gidip geldik.  Dostlarımızla çok güzel vakitler geçirdik. Şimdilerde sadece Nisan-Ekim ayları arasında yazlık olarak kullanıyoruz.


8.Papatya- 1 / Beylikdüzü

2010-2013

Silivri Sunflover evlerinde yaz kış yaşamaya başlamıştık. Benim bürom  Mimarobada olduğu için işe gidip gelmek benim için sorun değildi. Ancak Arda özellikle kış aylarında İkitelli' deki işine gitmek için çok erken kalkıyor  ve güzergah olarak TEM i kullanması gerekiyordu. Bu yol da kışın ve özellikle akşam dönüşlerinde çok tehlike arz ediyordu.  Son zamanlarda TEM'de başımıza garip garip olaylar geliyordu..

Bu yüzden kış dönemini daha önce almış olduğumuz Beylikdüzündeki 70 m2 lik 1+1 küçük evimizde gçirmeye karar verdik.  Evimiz küçüktü ama kullanışlı, merkezi ve sıcacıktı.. Bu evi daha pratik eşyalarla çok az maliyetle ve canlı renklerle döşemiştik. Kışlık giysilerimiz bu evdeydi, yazlıklar Silivri'de..  Merkezi bir yerde olması nedeniyle hareketli bir yaşam sunuyor, TEM'e bağlantı hemen kuruluyordu.



     
Papatya1 Salon

Papatya Evleri
   
























9-Semerkand Line/Beylikdüzü

2013- Devam ediyor

Silivri'de kışın yaşamayacağımıza karar verdikten sonra , Papatyadaki 1+1 olan kışlık evimiz yerine çevresi daha güzel ve biraz daha geniş  bir evimiz olursa iyi olacağına karar verdik.

Bu arada Arda sürekli araştırma yapıyor, dolaşıyordu.. Bir kaç projeyi dolaştıktan sonra  bana da gösterdi.  Bu projelerden bizim için çok merkezi bir konumda olmasından dolayı yine Beylikdüzü'ndeki Semerkand Line  uygun göründü.

Ancak aşağı yukarı bitmeye yakın olan bu projede ev seçme şansımız fazla yoktu. Bu yüzden bahçe katı net 2+1 bir ev için sözleşme imzaladık.



Semerkandline/Salon



Semerkandline
                                                                 
Ancak eve girdikten ve bu evde 2-3 ay yaşadıktan  sonra giriş katının umduğumuz kadar müstakil olmadığını gördük  Aslında çok güzeldi, önünde bir yeşil alan ve balkon vardı.

Biz bu projeyi beğeniyorduk.  Bu yüzden yine bu projede ev aramaya başladık. Bir günde karar verip ikinci günde yine 2+1 bir ev için anlaşma yaptık.   Aynı zaman diliminde Düya Seyahatine çıkacaktık ve gitmemize 10 gün kalmıştı.  Taşınalım mı? yoksa dönünce mi taşınalım? kararımızı da netleştirdik ve yine iki günde her şeyi organize edip yeni evimize taşındık.   Bu kez yan blokta ve 7. kattaydık,  Gözümüz arkada kalmadan  56 günlük Dünya Seyahatine  çıktık.

Artık kışın evimiz Semerkand Line / Beylikdüzü, Yazın ise Silivri /Sun Flover olarak yaşamaya devam ediyoruz.

Bakalım bundan sonrasında neler olacak?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder