1 Ağustos 2015 Cumartesi

Bu Futbol Aşkımız nereden geliyor....


Futbol aşkı da artık nostalji oldu. Artık takım aşkı var..Çünkü ülkemizde artık futbolu değil takımları konuşuyoruz.Biz de ne olursa olsun kendi takımlarımızı daha çok seviyoruz.

Yaşam felsefemde ülkemdeki bir çok insan gibi bende her türlü sporu ve spor yapmayı çok seviyorum. Tabii en çok da futbolu hatta futbolun oynandığı dönemlerde hafta sonu programlarımı bile ona göre düzenliyorum.
Bu konuda da yalnız olduğumu hiç düşünmüyorum.  Görüp gezdiğim dünya ülkelerinde de özellikle erkeklerin spora ilğileri çok fazla ancak onlar sadece seyretmekle kalmıyorlar kendileride her fırsatta spor yapıyorlar.... 

Benim çocukluğumda gelişmiş spor sahaları yoktu ama her gördüğümüz sahipli veya sahipsiz boş arsaların tamamı bizim için oyun alanı ve top sahası idi. Sabahtan akşama neredeyse bütün gün top oynardık. 
Dün ve Bugün ülkemizde futbolu bu kadar konuşmamızın ve sevmemizin en önemli nedenlerinden biriside bu top sahalarında bütün gün koşturmuş olmaktır.

Ülkemizde futbolun sevilmesinin başka bir nedeni de geçmişin bu amatör zihniyetidir diye düşünüyorum. Yani geçmişin amatör zihniyetinde ne seyirci ,Ne yönetici ne de  Futbolcu sadece kazanmak üzere kurgulanmamıştı..Ve rakibene karşı ön yargısız bir düşüncenin sahibi olan ve sahada bunun uygulayan futbolcular çoğunlukta idi.

Fenerbahçeli Lefter Küçükanyonyadis , Galatasaraylı Metin Oktay ve  Beşiktaşlı Vedat Okyar'ı  ile daha sonraki jenerasyon'dan Beşiktaşlı Metin-Ali Feyyaz sporcu kişilikleri ve sahada duruşları ile taraflı tarafsız tüm taraftarların sevgisini kazanmış örnek oyuncularımızdan bazıları idi..
Lefter Küçükanyonyadis-Metin Oktay
Bugünkü dünyamızda ne o eski yöneticileri ne bu futbolcuları nede o eski seyircileri  maalesef sahalarımızda göremiyoruz;
Futbol endüstrisi geliştikçe mutluluklarımız azaldı ama tiryakisi olduğumuz futboldan daha doğrusu takım aşkımızdan vazgeçemiyoruz..

Özellikle Jenerasyon çatışması nedeni ile nostalji yapmayı çok severiz. Eskiden en çok da eski bayramlar için nostalji yapardık. Ancak bugünlerde nostaljiyi daha çok futbol üzerine yapmak daha doğru olur diye düşünüyorum.

Geçmişe baktığımızda bugün futbol dünyası için nostalji olan ;

1.Futbolun en önemli yüzü olan taraftarlar terör ve şiddetin önlenememesi nedeni ile Artık stadlarda rakip seyirci ile birlikte maç seyredemiyoruz.
2.Sevgi ve Aşk olmaktan çıkarılan ve büyük bir endüstri haline gelen futbol çıkar ve rant peşinde koşanların arka bahçesi haline geldi. 
3.Federasyonun verdiği saha kapatma veya seyircisiz maç oynanması cezaları nedeni ile maçlara gidemiyoruz.
4.Yöneticiler hatta seyirciler olarak hiç bir hakemi beğenmiyoruz ve güvenmiyoruz..
5.Her maç öncesi yöneticiler birbirleri ile ilgili maçın tansiyonunu yükselten  demeçler veriyor. 
6.Kendi maçlarımıza bile Passoliğ uygulamaları ve fişlenme korkusu ile gidemiyoruz.
7.Yaşanan şike olayları arka bahçede neler yaşandığını futbolun sadece sahada oynanmadığını ve futboldaki rekabet ortamının kalktığına inandık.
8.Federasyon Başkanlık seçimleri ile Kulüp yöneticilerinin demokratik bir ortamda yapılmadıgına inanıyoruz.

Bu nedenlerle geçmişe özlem duyuyoruz. Yaşadığımız dönemde her alanda olduğu gibi futbol içerisinde de hep kavga ve kaos var birbirimize sevgimizi yitirdik. 

Bugün hep birlikte Özellikle futbolu yöneten Federasyon,Yöneticileri ile ülkemizde futbolu öldürüyor muyuz acaba;

Ülkemizdeki futbolun en önemli sorumlularından birisi Milli Takımlar Teknik sorumlusu Fatih Terim hakem seminerde konuşuyor.Ve bakın neler söylüyor.

Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu 2.5 saat gibi uzun bir sürede anlatmaya çalışan Fatih Terim yıllardır en önemli görevlerde bulunduğu halde bugünkü durumdan hiç sorumluluğu yokmuş gibi bize nasıl da masal anlatıyor.

Ülke futbolu iyi gitmiyor.

.Hepimiz kendimize gelmek zorundayız.
.Ben 50 yılımı futbola verdim.
.Ben bir kurum adına konuşmuyorum.Beni normal biri gibi dinleyin.
.Ben ülkemin kaynakları ve evlatları için yüreği yanan birinin haykırışı olarak dinleyin.
.Benim amacım uzun süreli ve önemli projeleri hayata geçirmek.
.Benim amacım Mevlana'nın dediği gibi güzel günlere yürümek.
.Ya yaparım Ya yaparım.

Daha sonra Antrenör Gelişim Seminerindeki şu anket sorusuna bakın;

Seminere katılan Teknik Patronlara "Bu sezon kim şampiyon olur" sorusu sorulmuş. 
Türk futbolu'nun teknik patronları'da  Fenerbahçe ve Galatasara'yı işaret etmişler. böylece seminer sonunda Türk Futbolunun sorunları bir ölçüde çözülmüş .

Ülke futbolu iyiye gitmiyor diyen ,Sayın Terim 50 yıldır bu sektörün içerisinde hemde çoğu zaman sorumlu olarak görev yapmıştır.Ve bu endüstriden maddi olarak en büyük payı almıştır. Ve halada almaktadır.
Bütün bunlar ortada iken Sayın Terim bu tabloda hiç sorumluluğu yokmuş gibi ve aklımızla alay eder gibi,Bir Başöğretmen edası ile başkalarını sorumlu tutmaya ve bize hala  ders vermeye çalışmaktadır.

3 defa Milli takımlar sorumlusu olan ve ülke kaynakları için yüreği yanan Fatih Terim bugün Türkiye Futbol direktörü olarak uzun süreli projelere imza atmak ve geleceğini garanti altına almak için TFF ile 5+2 yıllık mukavele yapıp 24.8 milyon Euro kazanırken ülke kaynakları hiç aklına gelmiyor. 

                                      


Fatih Terim'in topu taca atmasını ve bu sözleri hangi cesaretle bu sözleri söylediğini tabiiki anlıyorum. Ama hala ona alkış tutanları anlamam hiç mümkün değil, Ayrıca Kendi paramızla imparator yaptığımız Fatih Terim için hala bir eleştiri getiremeyen ezik spor medyasının bugün içinde bulunduğumuz durumdan pay sahibi olduğunu unutmamak gerekir.
Zaten Türk futbolunun 50 yıllık gelişmişlik seviyesini Sn.Fatih Terimin geçmişi ile bugünkü konumuna bakarak tayin etmek te mümkündür diye düşünüyorum;

Futbol'un diğer bir ayağı olan Türkiye Futbol Federasyonu acaba futbolu yönetebiliyor'mu; 
Federasyonun başında Yıldırım Demirören var.Nasıl demokratik bir seçimle iş başına geldiğini hepimiz biliyoruz.
Demirören'in Beşiktaş macerasını bilmeyen futbol taraftarı herhalde yoktur.
.Bu fedarasyonun olduğu dönemde ;
.Özellikle bu yıl futbol seyirci sayısı çok azaldı. 
.Futbolda maçlarında şiddet ve terör var .Emniyet bu işi çözemiyor.
.Federasyonun  şiddet ve terörü önlemek amacı ile  Passoliğ uygulamalarını başlattı,
.Federasyon tarafından kulüplere verilen saha kapatma ve seyircisiz maç oynatma cezaları seyirciyi sahalardan taammen uzaklaştırdı.
.Futbol oynamaya müsait olmayan Olimpiyat stadı futbolu çirkinleştirdi.ve seyirci saysını en dip seviyelere indirdi.

Futbolun bir diğer ayağı ise futbolculardır. Orada durum nedir.

Kapitalist sistemde bir deyim vardır."Kötü para iyi parayı kovar" spor dünyasında ise kötü karakterli oyuncular maalesef daha çok gündemde oluyorlar. Sporun çirkinleşmesinde en büyük faktör maalesef bu oyunculardır. Bu modelin en önemli örnegi Emre Belezoğlu dur. Sporcu olmanın en büyük özelligi her şeyden önce ahlaklı olmaktır. Ayrıca sporda ırkçılık ve son zamanlarda ülke atmosferi dolayısıyla dini sembolleri öne çıkaran bu oyuncumuz ülkemiz sporu için en büyük problemlerden birisi olmuştur..
Gençlere rol model olacak diye dayatılan ve sempatik gösterilmeye çalışılan
Newcastele Unıted'da bir çok siyahi futbolcu Emre'yi ırkçılık yaptığı için suçlanmıştı.
Bu nedenle hakkında dava açılmış .Dava sonuçsuz kalsa da  İngiliz kamuoyunda tartışma yaşanmıştı.
Yine İngiltere de Bolton'un yıldız oyuncularından El Hadji Diof' hakaret ettiği Ancak Diof'un yazılı bir ifade vermeyi reddetmesi sonucu suçlamanın havada kaldığı Yine İngiltere de Newcastle idmanında  takım arkadaşına kafa atma teşebbüsü ve bu konuda yaşaşan tartışmalar.
2012 yılında Fenerbahçe-Trabzonspor maçındaki Emre-Zokara kavgasının mahkemelere taşınması Ve Zokara'nın  ifadesinde Emre'nin kendisine "Pis Zenci" dediğini söylemesi.



Emre'nin rakip oyuncular kadar kendi takım arkadaşları ile de kavgadan geri durmadığını biliyoruz.
Kendisini eleştiren basın mensuplarıa yaptığı ele hareketleri ile gündemden hiç düşmeyen Emre için
En sonunda spor yorumcusu Sn.Rıdvan Dilmen'in söylediği gibi  Bırak git be Emre....



Arda Turan da umreye gitmişti.Ama bu fotoğrafı vermemişti.Yapılan dini vecibelerin gösteriş olmaması da dini gereklerden olması gerekmez mi.

Rabıta işaretinin ülkemiz sporundaki temsilcisi Emre Belezoğlu'nun bu umre ziyareti acaba döneme uygun olarak mı yoksa gerçekten hırçınlık ve kavgadan uzak durmak  için bir tövbekar  olarak mı gerçekleşti acaba;
Geçmişte tanık olduğumuz ama çok fazla üzerinde durulmayan  Hakan Şükür ve bazı futbolcuların cuma namazları ile gündeme gelen dini ritüel ler  bugün maalesef  Emre Belezoğlu gibi oyuncular tarafından daha ileri boyutlara taşınarak spor kamu oyunda da ayrışmalara yol açmıştır...


Futbolumuzun Bir başaka önemli unsuru Kulüp Yöneticilerimiz
Dünyanın en büyük kulüplerinden Manchester Ünitedi veya Real  Madrid veya Barselona nın yöneticilerinin acaba adını bilen varmıdır. Bizde ise Aziz Yıldırım ve ya İlhan Cavcav'ı bilmeyen bir futbol taraftar  yoktur. Çünkü orada kulüp yöneticileri futbolun asri unsurları arasında değildir. Bizde ise futbolun tam göbeğinde durmaktadırlar.
Çok konuşan kulüp yöneticilerimiz  acaba kulüplerini mali yönden nasıl yönetmektedirler. Kulüplerimizin mali durumları ortadadır.  Kulüplerin mali yapıları itibarı ile UEFA dan ceza yaptırımı gelirse avrupa kupalarından da  men edilebiliriz.
AB kapısında yıllardır beklediğimiz gibi kulüplerimiz de EUFA kapısında da bekleyebilirler.
O zaman kendi kendimize yetmesini şimdiden öğrenmemiz gerekecek

Orta doğu gibi bir coğrafyada  ateşten bir çember içinde sürüklendiğimiz kargaşa ortamında futbolumuzunda bu anlayışla yönetildiğni görüyoruz.

2015 yılında Futbolumuzu yönetenler;

.Bir köşesinde Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören'i 
.Bir köşesinde Milli takımlar teknik sorumlusu Fatih Terim'i
.Bir köşesinde adlarını saymak istemediğimiz Kulüp yöneticilerimiz
.Bir köşesinde bazı futbolcularımızı temsilen Fenerbahçe kaptanı Emre Belezoğlu' 
.Bir köşesinde futbol değil takımın taraftarı olmuş seyircilerimiz,

Güzel bir deyim vardır bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu bundan daha güzel ne anlatabilir ki,

Baş aktörlerini sıraladığımız  Ülkemiz futbol dünyasının bu aktörleri ile sizce nasıl bir film çekebeliriz ve bu filmi seyretmek istermisiniz.

Ne dersiniz futbol dünyamızla ilğili bir nostalji yapmak iyi geldimi ?
ğ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder